Kitap

Fareler ve İnsanlar; Umutların Bende Kalsın

“Her insanın birine ihtiyacı vardır, birine yakın olmak ister. Kimsesi yoksa delirir insan. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun…”

1964 yılında ortaokul ikinci sınıf öğrencisi olarak sıra dışı bir Türkçe Öğretmeni ile tanıştık. Ders yılı başında İhsan Hoca elinde bir cep kitabı ile ilk defa girdiği sınıfta kısa cümlelerle kendini tanıtıp hepimizle göz teması kurabilecek mesafede bir tahta sıranın üzerine çıkıp oturdu. Ve elindeki küçük cep kitabını bütün ders yılının ilk yarısının tamamında devam ederek okuma başladı. Kitap, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar John Steinbeck tarafından yazılmış bir roman, Fareler ve İnsanlar (Of Mice and Men), “Fareler ve İnsanlar”ın yıllar sonra ABD’de orta öğretimde okunması zorunlu kitaplardan biri olduğunu öğrenecektik. Acaba ortaokul öğrencisi olarak (1964) bu romanla tanışmamız bir tesadüf müydü? …

Amerika Birleşik Devletleri’nde 1929 yılında başlayan ve 1930’lu yıllar boyunca etkisini sürdüren Büyük Ekonomik Buhranın etkilediği insanlar açlığa sürüklenirken maddi varlıklarıyla beraber sosyal konumlarını ve ruh sağlıklarını da kaybettiler.

1920’lerde kendisi de evsiz gezici bir çiftlik işçisi olan Yazar John Steinbeck “Fareler ve İnsanlar”da, iki gezgin çiftlik işçisi George Milton ve Lennie Small’un büyük bunalım sırasında Kaliforniya’da yaşadıkları trajik olayları anlatıyordu.

Daha ilk derste ihsan hocayı tanımadan iki gezgin çiftlik işçisi olan George ve Lennie ile tanıştık ve bütün ders yılının ilk yarısına el koyan hikâyenin kahramanları aramıza girdi. İçine düştükleri çiftlik, kullandıkları saldırgan dil artık bizim kendi dünyamızdan tanıdık bir parçaydı. Hikâyenin kahramanları; George Milton sürekli olarak arkadaşı Lennie’yi koruyan ve onunla birlikte daha iyi bir hayat sürmenin hayallerini kuran zeki ve uyanık bir adam. Lennie ise akli dengesi bozuk ama fiziken çok güçlü bir adam. George ile satın alacakları çiftlikte tavşan beslemeyi hayal etmekte, her seferinde kendi çiftliklerinin hikâyesini dinlemek isteyen Lennie’yi kendine ve hayata bağlamaktadır.

Hikâye, Lennie ‘nin önceki çiftlikte yaşattığı sorunlar nedeniyle kaçmak zorunda kalan birbirlerine tutunarak hayatta kalmaya çalışan ikilinin Salinas Vadisi’ndeki yeni işlerine doğru yolculuklarıyla başlar.

Ufak tefek çevik, keskin ve geleceği ait umutlarını her gün daha güçlendiren George ve kontrol edilemeyen gücüyle akli dengesi bozuk Lennie Small. Büyük bunalım sırasında çiftlikten çiftliğe dolaşarak iş arayan göçmen toprak işçilerinden ikisidir. Yumuşak şeylere karşı takıntılı gücünü kontrol edemeyen ve başlarını sürekli belaya sokan Lennie’yi korumaya çalışır George.

Bu kontrolsüz adamı yönetmek için hepsi hayalden ibaret güçlü bir silahı vardır. Lennie ve George’u ortak hayalleri… Kaliforniya’daki Salinas Vadisi’nde, Soledad yakınlarında kendilerine ait bir çiftlik… Kendi topraklarına sahip olma hayali onları ayakta tutmaktadır. “Bizim geleceğimiz var,” der George sık sık Lennie ‘ye, “Biz diğer adamlar gibi değiliz.”

Lennie hemen hemen karşılık verirdi, “Anlat bana orasını, George…” derdi. “Bir daha anlat be …” derdi Lennie ve dayanmayıp anlatırdı George. Ama aslında bahanesiydi Lennie nin ısrarı. Belli ki Lennie den daha çok ihtiyacı olan kendisiydi.

” Canım işte, beş hektar toprağı var. Küçük bir yel değirmeni, küçük bir evi, bir de kümesi var. Bir mutfağı, bir meyve bahçesi, kiraz, elma, kayısı ağaçları, ceviz ağaçları, biraz da çileği var. Yonca ekili bir köşeciği ile onu sulamak için bol bol suyu var. Bir de domuz besleme yeri var…”

Yeni çiftlikte, farklı karakterler vardır. Küçük yapısının kompleksini telafi etmeye çalışan patronun oğlu geçimsiz ve saldırgan Curley ve bir eli olmayan ancak temizlik işleriyle uğraşan yaşlı Candy. Yaşlı Candy de “bir gün ben de işe yaramaz olacağım, birikmiş paramı veririm ve sizin çiftliğinize ortak olurum” diyerek onların hayaline ortak olur.

Bir gün herkes kapının önünde oyun oynarken Lennie yanına gelen Curly’nin karısının saçlarını okşarken yanlışlıkla kendini kontrol edemez ve kadının boynunu kırarak öldürür. Bu olayın ardından Lennie korkuya kapılarak çiftlikten kaçar. Çiftlikte herkes ve Curley, kadını Lennie ’nin öldürdüğünü bilir ve Curley hemen bir linç grubu oluşturarak Lennie’yi aramaya çıkarlar.

Linç gurubundan önce Lennie’yi bulan George uzaktan gelen gürültüleri dinlemişti. Bir arı görev yaparcasına konuşur gibiydi: “Derenin öbür yanına bak, Lennie, sana o kadar iyi anlatacağım ki, adeta görür gibi olacaksın…” Lennie başını çevirip derenin öbür yakasındaki Galiban dağlarının karanlık sırtlarına bakarken, George: “Küçük bir çiftliğimiz olacak,” diye başlarken elini ceketinin cebine soktu.
Carlson’un Luger tabancısını çıkardı, emniyet tetiğini açtı, eliyle tabancayı Lennie ‘nin arkasında yere bıraktı. Lennie ‘nin ensesinde belkemiğiyle kafatasının birleştiği noktaya baktı.
……………

George, arkadaşının, intikam peşindeki Curley tarafından vahşice öldürülmesini istemez. Hayallerindeki çiftliği anlatarak sakinleştirir ve kafasının arkasına dayadığı silahı ateşleyerek öldürür.

Muhtemeldir ki çok sayıda okuyucu “Lennie yerinden bir hoplayıp, sonra yavaşça kayarak kumların üstüne yüzükoyun kapanıp, hiç kımıldamadan yerde serili kalırken George’un arkadan “Umutların bende kalsın! …” diye seslendiğini hayal etmiştir…

——-

Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.

Hikmet KÖKSAL

Gazeteci. Yazar. Sosyoloji. Araştırmacı. İnsan. Şehir. Kentsel Dönüşüm.

Bir Yorum

  1. Çok güzel soluksuz okunacak bir yazı olmuş, izlediğim film gibi sonu nedir diye bir çırpıda bitereyim istedim elinize emeğinize ve kaleminize sağlık, inşallah merakla yeni yazılarınızıda bekliyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu