Deneme

Balkon

Fettan bir babadır akşam. Lacivert ceketine henüz kondurduğu yıldızlar en yakışıklı hali… Ve hanesine batıdan getirdiği yegane efşan meyvesi gri-beyaz desenli kamerle birlikte gelince, ebeleme oynar gibi sağa sola çığlıklarla uçuşan ebabiller, yuvalarına dönmeleri gerektiğini anlıyor. Esnafın gürültüyle yere çaldığı paslanmış eski kepenklerin sesi, akşamın yanağına, tüm yorgunluğunu alan bir hoş geldin öpücüğü…

 Uzun sürer kışları ve sanki düğünperesttir şehir. Her yıl sekiz ay giyer kardan gelinliği. Yeşil parklar az ve bahçeler de apartman olunca o zorlu kış mevsiminden sonra özgürlük meydanı olur balkon.

Balkonların zımparasız duvarlarına düşen gecenin gölgeleri; koca kafalı, ince camlı, kızgın telli ampullerden çıkan buğday sarısı ışıklarla yok olur.

Evin tüm işi, hatta bulaşıklar da bitip çay demlendikten ve fettan baba akşam yerini ıssız karanlığa bıraktıktan sonra erkekler toprak kokan kıyafetlerini yeni yıkanmış ince penyeleriyle değiştirip çiçek işlemeli koltuk örtülerinin üzerine sırt üstü uzanmış uyuklamak üzereyken, dinlenerek geçemeyecek yorgunluk sızılarını alacak o yegane kasaba kültürü balkona hücum ettirir kadınları.

Çay tabaklarına çarpan kaşıkların sesi ve mutfak masasında çekirdek ve çay için dilimlenmiş limonları bekleyen yaldız işlemeli bakır tepsiler, evin kınalı elleriyle çabucak bir araya topladığı kareli sofra örtüsünü de yüklendikten sonra balkona taşınır.

Sıvası çatlak bembeyaz duvarlar, koca kafalı eski balkon lambasının saman sarısı ışığını göğsünde yumuşatınca, bakır tepsideki çay tabaklarının sesi serin akşama açılan kapıdan dışarı koşuşturur.

Evin kadınları yorgun bir aceleyle köşe minderlerinde yerlerini alır. Çaydanlıklardan bardağa dökülen ilk sıcak suyla start verilmiştir artık. Yaldız işlemeli bakır tepsi bir hipodrom! Bardaklar hızlıca hücum eder kurumuş gırtlaklara.

Dededir, akşamın babasıdır gece.  Sessizce, geldiğini belli etmeden eşlik eder sohbetlere. Çekirdekler çitlenir adeta konfeti gibi yağar tabaklara. Dizlerde uyuklamış çocuklar kimi tüylenmiş masmavi kapri pantolanlarıyla kimi üzerinde beyaz atlet ve çoğu boyunlarında öğleden kalmış toz toprakla bir köşelerde kıvrılmış uyuyan çocuklar az sonra sohbetlerden dağılan dikkatlerle fark edilir fırsat bu fırsat derhal yataklarına sevk edilmek üzere uzandıkları savanların üzerinden yavaşça kucaklanıp taşınır.

Demlikler birkaçıncı kez fullenip yeniden bittiğinde artık gözler uykudan sulanmaya başlar. Yemek mühimdir kasabada ara sıcak ana menü salatalar yarına yapılmak üzere kararlaştırıldıktan sonra ağrı sızıdan çatlamamak için tüm gün mücadele eden topuklar, uyumak için günün son deparını yatağa doğru atar.

——-

Yazarımızın bir diğer yazısı:

Ribat

——-

Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.

Ömer Göral

Mühendis, Talebe, Meknun.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu