FikirHayat

Buruk Kalp

Kalp kıymetlidir. Hem çok hassas ve naif hem de çok güçlüdür. Ancak zaman zaman incinir, kırılır, üzülür… 

Kalbin biraz hüzünlü, biraz buruk olması aslında keder demek değildir. Çünkü “Allah hüzünlü kalbi sever” düşüncesiyle, belki de O’nun, acizlerin yardımcısı olduğunu bilmek, insana iyi gelir. Bu da o hüznü içten içe huzura çevirir. 

Kalbin hüznü bazen kırılmaktandır. Tabii yalnızca kalbimiz kırılmaz, bazen biz de kırıcı olabiliriz. Buradaki esas mesele, bilerek kırmamaktır ama bizim işimiz kendimizle olmalı. Kendi hatalarımızı düzeltme, kendi yanlışlarımızı görme, kendi tecrübelerimizden ders çıkarma vs… Önceliğimiz şu soruları sormak olsun: Bilerek kalp kırdım mı? Kırdıysam gönül almayı bildim mi? Veyahut da yanlışlıkla kırdım diyelim; o zaman onarmasını biliyor muyum? Çabamız bu yöndeyse kâmil insan olma yolunda adım atabiliriz.

Şöyle mahzunlaşmadan hayatı anlamlandırmak ve sakince uzaktan bakmak adına içimizi hüzün kaplıyorsa, bunun kıymetini bilmek gerekir. Aslında şu koca dünyada ne kadar küçük yer kaplıyoruz ve Allah kalbimize dünyalara bedel kıymet veriyor. Bunu anlayabilmek de bir lütuf tabii…

Yûnus Emre hazretlerinin şu hakikatli şiiriyle konuya eğilirsek;

“Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil

Bir gönülü yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil

Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hakk’ı göre”

Buruk kalpten huzur duymak, aslında acziyetimizin farkına varmak ve sonunda gerçekten tevekkül edebilmekle anlam kazanır. Böyle masumane bir bakış açısıyla özümüze dönüp, hatalarımızla, hatasız olan O yüce Yaratan’a sığınırız…

Muhyiddin Şekûr, Su Üstüne Yazı Yazmak kitabında bu konudan şöyle bahseder:

“Dertlerinizi Allah’la aranıza perde etmekten, onlara O’na kulluğunuza verdiğiniz kıymetten fazlasını vermekten sakının. Hep müteşekkir olun ve bilin ki bu dünyadaki kederleriniz Allah’ın size bir lûtfudur.”

Dertlerimizle hüzünlenirken de hamd etmeyi bilmek, her şeyin Allah’tan geldiğini unutmamak ve bunların arasındaki amellerimizin muhasebesini çıkarmak için çabalamalıyız. Böylece inanıp sınandığımıza şükrederiz…

——-

Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.

Nurten Topaloğlu

Mühendis. Seyyah. Amatör yazar. Blog yazarı. Okur. Bisiklet Müdavimi.

8 Yorum

  1. Karmaşadan uzak ve dingin,kalplerdekinin kaleme yansımış hali.
    Yazan ellerine,hisseden kalbine sağlık.

  2. Canimin sıkkın oldugu bir anda bu yaziniz sanki bana yazilmis gibi geldi. Kalbinize saglik, Rabbim de sizi iki cihanda ferahlatsin.

  3. İnsanın bildiği doğruları, farklı bir dille ve titizlikle seçilmiş örneklemelerle sunup bizlere hatırlattığınız için teşekkür ederim

  4. ….güzel kardeşim yazını okudum ve çok gururlandım,zarifliğin ve felsefi anlayışın bende yani kalbindeki yansıması beni derinden etkiledi.Eline ve yüreğine sağlık….❤️

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu