Demdârân
Demdârân kitabı hakkında kısa bilgi:
Okunur, anlatılmaz… dedirten türden bir kitap Demdârân romanı. Konusu, kurgusu, karakterleri, geçtiği mekanlar ve edebi tarzı açısından ele alındığında kolaylıkla anlatılması zor bir kitap.
Kitabı okuyanların ilk üç yorumu genellikle şu şekilde oluyor:
- Birkaç sayfa okumak niyetiyle elime aldım. Ama bitene kadar elimden bırakamadım…
- İkinciye okudum, hatta üçüncüye bile başlayabilirim…
- Nasıl anlatılır bu kitap bilemiyorum… Nereden başlamak gerekir…
- …..
Fikir vermesi için ana hatları ile birak değerlendirme yapılacak olursa;
- Sürükleyici, akıcı, anlaşılır ve tatlı bir ifade şekli benimsenmiş.
- Gerçekten yaşananlar ile kurgu bir arada sunulmuş kitapta.
- Geçmiş, şimdi ve geleceğe uzanan nefes kesen bir yolculuğa çıkarıyor.
- Biyografi, hatıra, masal, hikaye, kişisel gelişim, seyahat, deneme, mektup gibi anlatım şekilleri ustaca harmanlanmış.
- Son bölümde inşa edilen bir “distopik ütopya” içinden günümüze seslenilmiş.
- İnsan psikolojisinin dolambaçlı dehlizlerinde dolaştırılıyorsunuz.
- Okuyucuyu hiç sıkmadan toplumsal hayatın katmerli tabakalarına indirip çıkarmayı başarmış.
- Ve başka bir çok sanat ve fikiri özellikleri harmanlarken okuyucuya kaliteli, güzel ve eğlenceli bir şekilde vakit geçirtmeyi de ihmal etmemiş Demdârân romanı.
Kitabın Giriş Bölümünden:
“Buhara’da döküldü mürekkebim. İstanbul henüz fethedilmemişti.
Mâverâünnehir’in kalbinde kurulmuştu Buhara. Bir yanını Kızılkum ve Karakum çölleri; diğer yanını Hindukuş, Pamir ve Altay burçlarındaki Anka kuşları muhafaza ederdi. Buharalılar çilehanelerde yanar, küllerinden yeniden doğarlardı.
Analar dolunaydan dolunaya bin çocuk doğururlardı. Leşker olurlardı çocuklar. Gazâ ve dua leşkerleri…
Gazâcıların bakışlarından, taşları eriten alevler fışkırırdı. Duacıların nefesinden ölümsüzlük yayılırdı.
Ne yüreksiz şeytanlar ne de inançsız cinnîler ayak basamazlardı topraklarımıza.
Kendini dostuna tercih eden nâmert sayılırdı diyârımızda.
Ve inançlı cinler ilim almaya gelirlerdi. Milyonlarcası… Dünyamızdaki bütün sular mürekkep, ağaç ve yapraklar defter olsa duyup öğrendiklerini yazmak mümkün olmazdı.”
Demdârân kitabının künyesi:
Eser Adı: Demdârân
İlk Basım Tarihi: Ekim 2022
Sayfa Sayısı: 408
Ebat: 13,5 x 21
Kapak: Amerikan Karton kapak
Yazar: Necip YILDIRIM
ISBN: 978-605-73944-7-7
Yayınevi: KTB Yayınları
Demdârân yazarı hakkında:
Necip YILDIRIM aslen Buharalıdır. Seyyiddir. Soyu, hazret-i Hüseyin üzerinden Peygamber efendimize dayanmaktadır.
Kızıl Ordu Türkistan’ı işgal edince, dedeleri Amu Derya’yı aşıp Afganistan’a yerleşmişlerdir. Necip YILDIRIM Cüzcan iline bağlı, Akça ilçesinde dünyaya gelmiştir.
Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgal etmesi sonrasında Afganistan’da başlayan şiddetli harp sebebiyle hicret etmek mecburiyetinde kalmıştır.
Annesi ve babası öğretmendi. Lise birinci sınıfı bitirip Afganistan’ı temelli terk etmeden evvel, ailesiyle beraber iki defa Pakistan’a bir defa da İran’a dehşetli şartlarda iltica etmiştir. 9 yaşındayken kardeşini, 12 yaşında ise annesini kaybetmiştir.
Lisans ve yüksek lisansını Uluslararası İlişkiler sahasında yapmıştır. Doktora tezinde Kuantum fiziğinin içtimai ilimlere tatbikini incelemektedir. Yetmişten çok ülkede bulunmuştur. İyi derecede İngilizce, Farsça, Rusça, Hintçe bilmektedir.
Sovyet işgalindeki Afganistan’da sosyalist literatürün yaygın olması, çevresindeki sefaleti sorgulamasında büyük rol oynamıştır. Ayrıca, ilime önem veren İşanlar ailesine mensup olması küçük sayılacak yaşta siyaset felsefesi ve edebiyat gibi sahalarda birçok eserle tanışmasında ve farkındalık kazanmasında etkili oldu.
1995 – 1997 yılları arasında, Türk Cumhuriyetlerinde bulunmuştur. O dönemde, bu coğrafya her bakımdan farklı bir tecrübedir. Rusçasını geliştirmiş olması ve Türkistan’daki birçok lehçeyi konuşabilmesi sebebiyle, insanlığın en nev’i şahsına münhasır tecrübesi olan komünist rejimin ortaya çıkardığı neticeleri yakından inceleme fırsatı bulmuştur.
Seyyid Necip Yıldırım için Türkiye, Şarkın Batıya açılmış kapısı mahiyetinde olmuştur. Gerek akademik hayatında, gerekse yaptığı yurt dışı seyahatlerde benzerlikleri ve tezatları karşılaştırma fırsatı yakalamıştır. Sırtını medeniyetimizin çınarına dayamış olarak, Batı’daki ilim ve düşünceyi irdelemeye çalışmaktadır. Türkçe’nin en büyük simalarının ikramı olan irfan sofrasından faydalanmış ve Türk-İslam dünyasının heyecan, estetik ve ızdırapları onu yazmaya sevk etmiştir.
Klasik Türk edebiyatının zirveleri olan Fuzuli, Şeyh Galib, Naili, Neşati, Hayali gibi şairleri, Farça eser veren Sadi, Hafız, Bidel Dehlevi, Mevlana, Sadi, Cami gibi şairlerle mukayese etme şansı olmuştur.
Sosyal bilimlerin bir bütün olduğuna ve gerçekliğin bir parçasına bakarak hakikate ulaşılamayacağına inandığından; lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında her zaman disiplinlerarası bir bölüm olan uluslararası ilişkiler alanını tercih etmiştir.
Evli ve iki çocuk babasıdır.
Necip YILDIRIM’ın kısa hikâye, şiir ve makaleleri Serazat.com websayfasında yer almaktadır.
Demdârân kitabını edinmek için iletişime geçebilirsiniz: bilgi@serazat.com
