Deneme
“Bir edebî tür olarak ‘deneme’ yazarın mum misali kıyafetini yakıp okuyucusunun önüne çıkmış şeklidir. Bütün üryanlığıyla gözler önündedir.” NY
-
Ne diyelim?
Hayrolsun… Bir tarafta Cuma günü hınca hınç dolan camiiler, diğer tarafta ‘hemen ertesi gününde’ Pazar tatilinden istifâde Cumartesi dolan gece…
Devamını Oku » -
Beklemek…
Âh beklemek, Memleketten çok uzaklarda bir diyarda başka hayatların derin hüznünü gidermek için bekleyenler var. Bekler, zira başka çaresi kalmadı…
Devamını Oku » -
“Taşa imanla dokun!” ne demek?
Bir delikanlı, “Alsın Seni İstanbul şiirinde geçen ‘Taşa imanla dokun’ ibaresinde ne demek isteniyor,” diye sordu. İki gece gündüz düşündüm…
Devamını Oku » -
“Kara” kış…
Ormanların sakin, sokakların daha boş olduğu zamandır kış. Hava şartlarının en hırçın ve acımasız olduğu; fakir ve masumun en mahzun…
Devamını Oku » -
Çaresizlik
Yer ağırlaşıyor… Uzanıyorum… Yer ağırlaşıyor… Beyaz ışık: Güzel bir beyaz değil. Beyaz ışık… Daralıyor… Kalbim mi, ruhum mu? Daralıyor… Geçmiyor……
Devamını Oku » -
Sen neler gördün ey İstanbul!
Hocasının atının ayağından sıçrayan çamura hürmet eden büyük sultanlar da gördün, bu kıymetli ecdadı inkâr edip onların yaptığı muhteşem eserleri…
Devamını Oku » -
Merhaba Ekim
Sararan yaprakların ardından… Merhaba Ekim, Uzun bekleyişin ardından geldin, kapıya dayandın. Eylül’ün fırtınalı vedasından sonra sessizce yerini aldın. Yıpranan yaprakların…
Devamını Oku » -
Nihayet geldin Eylül…
Yanlıştı… Yeniden dirilişi ilkbaharda aramak bir hataydı. Yere devrilirken, toprağa gömülürken belli oluyordu tohumun nasıl yeşereceği. Bunu idrak ettiğimden beri…
Devamını Oku » -
Bu mehtap hangi aydan?
Aya bakınca, ayak izi olduğunu düşünüyorum bazen. Hele ay başlarında, “Yine parmak uçlarında yürümüş,” diyorum kendi kendime. Yoksa beklenen sevgilinin…
Devamını Oku » -
Kasım yaklaşırken…
Şöyle seslendi ihtiyar sedir ağacı: “Mevsimlerin en güzel günleri geliyor! Titretmekten, ıslatmaktan, çamurlu seller koparmaktan çekinmeyecek! Umursamayacak kimlerin ne düşüneceğini!…
Devamını Oku »