
Boşluk, yalnızca gözle görülen bir eksiklik değildir; varoluşun sessiz bir yankısıdır. Hem özgürlük hem de sorumluluk taşır. Tıpkı sabah uyanıp işe gitmek zorunda olmamız gibi; ama çoğu zaman bunu kendimize bile itiraf edemeyiz. Her şey gelir, her şey geçer; ama insanın aklına, en son kendi yüzüyle yüzleşmek gelir. Kolay değildir; zaten hiçbir şey kolay değildir. Üstelik hem eleştiren hem de eleştirilen taraf olmak, başlı başına bir imtihandır.
Boşluk, bir yandan panzehir, bir yandan zehirin ta kendisidir. Korkutucu olduğu kadar çekicidir. Ne bir başlangıç ne de bir sondur; sadece varolmanın farkında olma anıdır. Düşünün: Hayatını fakirlikle geçiren bir insan, gün yüzü görmeden ölüyor. Sonra öğreniyorlar ki yıllardır banka hesaplarında milyonlarca dolar varmış; ama adam paralardan habersizce ölmüştür. Bu paraların ona ne faydası olabilir ki? İşte var olan ama varoluşunun farkında olmayan insanlar da böyledir: Etkisiz bir gölge gibi, varlık ile yokluk arasında sürüklenirler.
İnsan kaybolduğunda düşünceleri yoğunlaşır; korku ve endişe artar ama aynı zamanda ihtimallerle doludur bu kayboluş. Sartre’ın dediği gibi, insan özgürlüğe mahkûmdur; seçimleriyle kendini oluşturur ama çoğu zaman bu özgürlük, tereddüt ve kaybolmuşluk hissiyle gelir. Camus’nün Sisifos’u gibi, biz de bazen anlamsız bir döngü içinde çabalarız ama boşluğun farkında olmak, anlam oluşturma gücünü bize verir. Heidegger’e göre ise, insan kendi ölümlülüğü ile yüzleştiğinde gerçek varlığının farkına varır; boşluk, bu farkındalığın aynasıdır.
Boşluk, ne bir başlangıç ne de bir sondur; sadece varoluşun farkındalığıdır. Kimisi onu korkutucu bulur, kimisi çekici ama her iki durumda da insanın sınırlarını test eder, seçimlerini ve sorumluluklarını görünür kılar. Boşluğu kabullenmek, hem kendi varlığımızı hem de dünyayla ilişkimizi derinleştirir. İnsan, boşluğu görebildiği an gerçek anlamda vardır; yoksa yalnızca varlığın silik bir gölgesidir.
——-
Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.
Maşâallah Zeynep Sidar gerçekten çok mutlu oldum harika bir tefekkür yazısı, bir yazar demişti ki kağıt boş olmasa mürekkep yazamaz, hakikate ayna tutmaya devam et takipçinim🥰🎈💞
Çok teşekkür ederim Meva ablacığım, beğenmenize sevindim:)
Zeynepçim, kalemine sağlık. İnsanı cebelleştiği korkularıyla barıştırıyor yazın. Devamı da gelsin lütfen😊👏👏
Çok teşekkür ederim,Şükran hocam.İnşallah:)
Hayirli uğurlu olsun Zeynep cok guzel okurken cok duygulandım yolun açık olsun canim