
“Neva Bulvarı’ndan güzel bir yer yoktur. Bu hiç değilse Petersburg için böyledir. Petersburg için her şeydir Neva Bulvarı. Nasıl da pırıl pırıl parlar, başkentimizin bu alımlı, fettan dilberi. Şundan kesinlikle eminim ki, memur olsun, sivil olsun Petersburg’un hiçbir sakini bu caddeyi dünyaya değişmez.”
Eser Nikolay Gogol’un Neva Bulvarı’nı ustaca tasviriyle başlar. Petersburg’un pırıl pırıl parlayan cazibeli fettan dilberi Neva Bulvarı… Pahalı kumaşlar giymiş genç kadınlar, soylu aileler ve mürebbiyeleri, orta ve üst sınıftan haşin delikanlı subaylar, Neva’da boy gösteren neşe dolu memurlar, farklı milletlerden zanaatkarlar, tüccarlar, caddenin bir başından bir başına koşuşturan çırak çocuklar… İlk başta burası herkesin birbirleriyle ahenk içerisinde, sakinlerini nazik ve sevecen insanların meydana getirdiği mutlu bir yer intibası uyandırır.
“Dünyanın hiçbir yerinde insanlar neva bulvarında olduğu gibi rahat doğal saygılı selamlamazlar birbirlerini. Dünyada eşi benzeri görülmemiş üstün sanat ürünü gülümsemelere burada rastlarsınız, öyle gülümsemelerdir ki bunlar bazen zevkten erirsiniz, bazen kendinizi yerdeki minnacık otlardan daha alçak görüp başınızı eğersiniz.” der yazar.
Fakat gerçek böyle değildir. Bütün bu canlılığın içinde bir gösteriş merakı vardır. Şatafatlı eşyalar, gösteriş meraklısı insanlar aslında sahteliği pahalı kumaşlar ardında saklamıştır. Gogol, bu durumu birbiri ardına ustaca yapılmış harika tasvirler ve kara mizahla iğnelerken, kitabın başlangıcında kinaye sanatını yoğun kullanır.
“Burada bir gece önceki konserden ya da havalardan konuşulduğunu görürsünüz. Ama nasıl bir özsaygıyla, nasıl alk bir soylulukla!.. Burada gün boyu akıl sır ermez binlerce tip ya da olayla karşılaşırsınız. Tanrım! Ne tuhaf tiplerle doludur şu Neva Bulvarı! Öyleleri vardır ki, karşılaştığınızda gözlerini indirip ayakkabılarınıza bakarlar, geçip gittiğinizde de başlarını çevirip ceketinizin arka eteğine bakarlar. Bunu niye yaptıklarını hiç anlayamadım. İlkin bu işi yapanların ayakkabıcı olduklarını düşündüm, ama sonra çoğunun devlet memuru olduğunu anladım; hatta aralarında öyleleri vardı ki, devletin bir koltuğundan ötekine olağanüstü bir hünerle geçebiliyorlardı. Memur olmayanlarsa kaldırım mühendisliği yapıyorlar ya da pastanelerde gazete okuyorlardı, kısacası çoğu aklı başında insanlardı”.
Sonrasında hikaye başlar. Gogol Neva Bulvarının birinci hikayesinde şehrin gerçekleriyle düş dünyasının çatışmasını anlatır. Kalemi belki de bu sathi ve çıkarcı şehrin ortasında sıkışıp kalmış derin ve manevi arayışları olan sanatçı dostlarına vefa etmiştir birinci hikayede.
Tıpkı diğer Petersburg ressamları gibi duygusaldır, derin bir ruha sahiptir Piskarev. Diğerlerinin aksine toplum tarafından kabul görme arzusu yoktur onların. Zaten öyle şatafatlı kıyafetlerden anlamazlar, kırk yılın başı pahalı bir şeyler giymeye kalkışsalar hemen sırıtır yama gibi durur üstlerinde. Zengin veya güçlü olmak, parmak ısırtacak ihtişamlı bir palto giymek; boz bulanık bir kuzey resmi çizmenin yanında bir şey ifade etmez onlar için. Aradığı tek şey ruhunu tatmin etmektir ressamın.
Hikaye iki arkadaşın Neva Bulvarında yürürken gördükleri iki kadının ilgilerini çekmesiyle başlar. Bu iki arkadaştan ressam olan Piskarev, teğmen arkadaşı Pirogov’un teşvikiyle bu iki kadını takip etmek için birbirlerinden ayrılırlar.
Piskarev, kendini cezbeden esmer kızı takip etmeye başlar. Kız o kadar güzeldir ki o andan itibaren Piskarev kıza aşık olur. Bu aşk ressamın içindeki bir boşluğu dolduruyordur. Kızı izledikçe ressamın aşkı daha da artar, çocukluğundan kalan hatıralar zihnine hücum etmeye başlar, esmer kızın her edasından tarifsiz bir haz alır. Hatta öyle ki Piskarev bir an gerçeklikten kopar. Karşısındaki köprü uzayıp koparken, tepedeki bekçi kulübesini tepetaklak yuvarlanır halde görür.
Kızın yaşadığı yere gelene kadar Piskarev’in gözünde kutsal bir varlık haline gelmiştir esmer kız.
“Kafasında dünyevi hiçbir düşünce kalmamıştı; içini dağlayan ateş de dünyevi bir ateş değildi; şu anda o, sınırları belirsiz tinsel bir aşk gereksinimiyle içi dolup taşan kirlenmemiş, tertemiz bir gençti. Sefih bir insanda gözü pek düşünceler uyandırabilecek şeyler onda tam tersine daha da kutsallaşmış hayaller uyandırıyordu. Bu narin, güzel varlığın gösterdiği güven, ona şövalyece bir sertlik ve o güzel varlığın her buyruğunu kölece yerine getirecek bir kararlılık veriyordu.”
Ressamın histerik bir halde sürdürdüğü takip, nihayet esmer kızın evinde son bulmuştur. Fakat böylesine asil ve soylu görünen henüz on yedi yaşındaki bu esmer kız bir fahişe, Piskarov’un sokaklarca varmayı beklediği şato ise bir genelevdir. Piskarev eve, kızın odasına girer karşılıklı otururlar daha biraz evvel ilahi bir anlam yüklediği bu şiirsel aşkın yegane nesnesi esmer kız, zannettiğinin aksine bayağı, ahlaksız ve küstahtır. Hele ki kız ağzını açıp konuşmaya başlayınca tüm dünyası başına yıkılır ressamın.
Piskarev hayal kırıklığı yaşar. Büyük bir acı çeker ressam ama asıl kırılmayı o gece rüyasında esmer kızı görünce yaşar. Rüyada bir baloya katılmıştır. Ev sahibi de esmer kızdır. Rüyada esmer kız gerçeğin tam aksine asil, oturaklı ve ulaşılmazdır tam da hayal ettiği gibi asil ve yüce bir ruhtur. Aslında o genelevdeki kadınlar gibi olmadığını anlatır Piskarev’e. Fakat bir türlü sözünü bitiremez. Uyandığında daha da yıkılır Piskarev. Tekrar tekrar uyuyup aynı rüyayı görmeyi denese de rüya görmek bir yana artık uyku da uyuyamaz ve çareyi afyon kullanmakta bulur.
Afyon etkisindeyken farklı kadınları o kız olarak görür ve hep yine kendisinin geneleve düşmediğini anlatır Piskarov’a. Yine bir rüyadan uyandıktan sonra belki de kızı bu hayattan kurtarabileceğini yalnızca ona bir el uzatmasının yeterli olabileceğini düşünür ve geneleve, kızın yanına gitmeye karar verir. Kıza uzunca nasihat verip ikna etmeye çalışır fakat karşılık bulamaz ve kendisiyle alay ederler. İçine düştüğü bu aşktan adeta mecnuna dönen Piskarev’e bu kadarı ağır gelir ve evine döndüğünde odasını içerden kilitleyip boğazını keserek intihar eder. Dört gün sonra ressamın odasına kimsenin girip çıkmadığını fark eden komşuları şüphelenir ve kapıyı kırarak içeri girdiklerinde Piskarev’in cansız bedeniyle karşılaşırlar.
Belki de kimseye bir menfaat sağlamayacağından, bir hükümet tabibi ve mahalle bekçisinden başka yakınlarından hiçbiri cenazesine katılmaz hatta arkadaşı Pirogov bile onu son yolculuğuna uğurlamaya gelmemiştir.
Neva Bulvarı’nın ikinci hikâyesinde yazar Pirogov’u ele alır. Gogol toplumun genel halini Pirogov üzerinden resmeder. Kaba, alaycı, gösterişi seven, manevi arayışlardansa bedenî arayışlar içerisindedir teğmen. Kırılgan egolu ve rütbesiyle var olabilen kurnaz ve ihtiraslarına düşkün bir adamdır. İyi dans eder, şiir okur. Mizahi yanı da kuvvetlidir, nihayetinde etkileyici olmak yegane motivasyonlarından biridir onun.
Ressam Piskarev’in esmer kıza aşık olduğu gün o da gözüne yanlarından geçen sarışın kızı kestirmiş, sarışını elde edebilmek adına arkadaşı Piskarev’in yanından ayrılıp sarışın kadının arkasından gitmişti.
Ressamın aksine Teğmen Pirogov bu sarışın kadını bir av olarak görür. Sarışın kadına yol boyu laf atarak sarkıntılık eder. Sarışın kadın her ne kadar teğmene sert çıkıp rahatsız olduğunu gösterse de aldırış etmez. Kendinden emindir. Nihayetinde kendisi ordu subayıdır. Hiçbir kadının ona karşı koymaya hakkı yoktur.
Kadının evine varırlar. Pirogov kadının arkasından izinsizce odasına girer. İçeriye girince sarışın kadının kocası olan Alman demirci Schiller karşılar onu. Schiller sarhoştur teğmene karşı tehditler savurur ve teğmeni evinden def eder.
Pirogov bu duruma içerler. Kötü niyetle ve izinsiz evine girmesine rağmen, bir Alman demircisinin kendisini azarlayıp tehdit etmesini gururuna yediremez. Ne olursa olsun demircinin karısını elde etmeyi kafasına koyar ve ertesi gün demircinin dükkanına gider. Pirogov’u sarışın kadın karşılar başta. Durumu anlayan kadın, kocası Schiller’i çağırır. Teğmenin aklına kurnazca demirci Schiller’e bir mahmuz yaptırma fikri gelir. Böylelikle önceki gün sarışın kadının evinde Schillerin sarhoşluktan hayal meyal hatırladığı tatsız olayın üstünü örtecek ve istediği gibi demirci dükkanına gelip kadını baştan çıkarmayı deneyecektir.
İyi bir ustadır Schiller. Kaba saba, iri yarı kendi halinde bir adamdır. Tam bir alman disipliniyle işine sarılmıştır ama parayı da sever. Pirogov, Schiller’e yaptırmak istediği mahmuza normal fiyatından çok fazla ücret ödemeyi teklif eder araya da bir iki övgü sıkıştırınca Schiller teğmene daha sıcak davranmaya başlar.
Pirogov, demirci Schiller’in evde olmadığını bildiği Pazar günü sarışın kadının karşısına dikilir. Alman kadınların dans etmeyi sevdiğini bildiğinden sarışın kadına dans etmeyi teklif eder. Böylelikle hem kendi hünerlerini sergileyecek hem de kadını yavaşça cezbedip yakınlaşabilecektir. Dansa başladıktan sonra Pirogov kendine hakim olamayıp sarışın kadını öpmeye kalkışınca kadın çığlık atmaya başlar ve kendisi gibi zanaatkar olan iki arkadaşıyla beraber Schiller içeri girer. Gözü dönmüş demirci ve arkadaşları teğmenin üstündeki kıyafetleri çıkararak kapı dışarı ederler.
Demircinin evinden o halde kaçarak uzaklaşan teğmen Pirogov, kabahatli olmasına rağmen gururunun böyle hiçe sayılmasından çılgına döner. Yol boyu Schiller’den intikam almayı düşünür. Ne Sibirya’ya sürgün etmek ne de rütbesini kötüye kullanarak demirciyi kırbaç cezasına çarptırmak ona teselli vermez. Fakat başta da dediğimiz gibi Pirogov’un yaşadığı her şey gibi onurunun kırılması da sathidir. Bir pastanede bir şeyler yiyip içtikten sonra tüm bunları düşünmeyi bırakmış. Akşamına yine bir eğlence meclisinde kadınlara dansıyla parmak ısırttıktan sonra yaşananları tümüyle unutur.
Neva Bulvarı Gogol’un zarif bir ironiyle kaleme aldığı, parıltılı vitrinlerin ardındaki karanlığı ifşa eden bir şehir alegorisidir. Yazar bir yandan ruhunu yüceltmek isteyen kırılgan bir sanatçıyı ele alırken bir yandan ise dünyevi zevkler ve sığ hırsların peşinden koşan bir subayı resmeder.
“Neva Bulvarı, dışarıdan bakıldığında gösterişli, parlak ve cazibeli görünür; ama içinde insan ruhlarının ikiyüzlülüğü ve sahtekarlığı gizlidir.”
——-
Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.