
Bağrımda bir ağrı bir sızı var bugün. Kaç milyar yaşındayım kim bilir… Neydi bu ağrının hikmeti bilmiyorum. Sorgulamam gereken bir vaziyet mi onu da bilmiyorum. İnzivaya çekilmiş gibi yüreğim. Neydi beni bu hallere sokan? Kendimi tam olarak neye hizmet edeceğimi sorgulatan bu hal neydi?
Bir ses duyuldu önce, yüreğim yangın yerine döndü. İçimde bir volkan patladı sandım. Kulakları sağır eden bu ses, yürekleri dağlayan bu acının sırrı neydi? Feryatların ardı arkası kesilmiyor, kor gibi yanan yüreğime dayanılmaz bir acı veriyordu. Bir şeylerin değiştiğini katılaşan yüreğimden anlıyordum. Sesler usul usul yerini sessizliğe, kor gibi yanan yüreğim kendini soğumaya bırakmıştı. Dönüp bakınca kendime, o eski ben değildim. Taşlaşan yüreğim miydi beni bu hale sokan yoksa bir dönüşüm müydü bu yaşadıklarım…
Kaç yüzyıl uyudum veya kaç zaman geçti üzerimden bilmiyorum. Bir maksat için miydi bunca yaşananlar… Gün yüzüne çıkmalıydı gerçekler. Çektiğim eziyetin, beni bu denli katılaştıran acıların bir mükâfatı olmalıydı. Derken bir ses duyuldu inceden; “Hey! Buraya bakın: Buldum buldum” diye bağırdı biri. “Çok var hem de çok kıymetli bir maden.”
Kimdi bu seslerin sahibi? Neydi bu değerli maden? Belki de o gün bugündü. Çekilen onca acı onca eziyet boşa değildi. Kalkınca üzerimdeki yük, sîmalarını hatırlayamadığım kalabalığın arasından tebessüm ediyordu güneş. İlk defa sıcaklığını hissetmiştim… Taşlaşan kalbimin yeniden kıpırdamasına sebep bu güçtü belki de.
Uzun ve derin bir kefeye koydular ben ve bana benzeyenleri. İçim içime sığmıyordu. Neydi beni bu denli sevindiren? İçimde yeniden bir umut yeşermişti. Daha büyük acılara mı yelken açıyordum yoksa?
Nice ellerde dolaştım, nice mekanlara misafir oldum… Yolculuğun sonu meğerse benim özümden, canımdan, kanımdan olan bir örsün yalın temizlikte ve sertlikte olduğu bir demirci sehpasıymış.
İlk defa adımı orada öğrendim. Benim adım Demir’miş meğer! Kimisi mızrak ucunda, bazısı kafes kapılarında, bazıları da hâlâ gün yüzüne çıkmayı beklermiş. Ustadan ustaya değişirmiş akıbetler…
“Ehline denk gelmeyen ziyan olurmuş” derler.
“Allah! Allah!” nidalarıyla harlayan kömürün, üfleyen körüğün sesleri hala kulaklarımda. Harda buldum kendimi, olduğum hali kabullenemeden… Körük dem vurdukça, kömür tava geldikçe, tanıdık bir his kapladı içimi… Örs üzerinde “Ya Allah! Ya Allah!” nidalarıyla yükselen seslerde dövüldüm, dövüldükçe şekil aldım, şekil aldıkça yüreğime su serpildi. Tekrar harlandım. Tekrar dövüldüm. Tekrar soğudum. Ne kadar yandım ne kadar soğudum bilmiyorum…
Zikirlerde kendimi kaybetmişim. Kendime geldiğimde… Bu ben olamazdım! Kapkara bir görüntüden; ay gibi parlayan, dili keskin, kabzasında değerli taşlar olan heybetli bir pusat oluvermiştim.
Beni bu kadar kıymetli yapan neydi? Üzerimdeki değerli taşlar mı, sadrımdaki yazılı olan dua mıydı?
Kendimden geçmişim. Nazik ve yumuşak bir ses; “Hoş geldin haneme” dedi. Aynı incelikle;
– Hoş buldum, kendini tanıtır mısın?
– Benim adim ‘Kın’, seni muhafaza için dikildim.
Kafamda yine aynı soruları mırıldanırken söze girdi;
– Seni bu kadar değerli kılan şeyi merak ediyorsun değil mi?
İçimi okumuştu sanki merakla sordum;
– Evet sen biliyor musun?
– Senin bu kadar değerli olmana sebep: Ne kabzandaki taşlar, ne de ay gibi parlak yüzün… Seni değerli kılan, Peygamber efendimizin* övgülerine mazhar olan; gayesi, cümle yurdu İslam beldesi yapmaya ant içmiş, Konstantiniyye’yi İslam mülkü yapan, çağ açıp çağ kapayan Fatih Sultan Mehmet Han’ın ellerinde göğe kaldırılıp “Allahü Ekber” diyerek aşka gelmiş bir yiğidin elinde olmandır.
Anladım ki bir cismin içindeki cevherin ortaya çıkması için önce benliğinden vazgeçip ustasına teslim olması ve icabında yanması gerekirmiş.
Beni bu kutlu davada gün yüzüne çıkaran Hak Teâlâ’ya binlerce şükürler olsun.
*aleyhisselam
——-
Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.
Çok hoşuma gitti. Her nesnenin bir hikayesi vardır demek ki. Canlı cansız. Ama Fatih Sultan Mehmed’in elindeki kılıç tahayyülünüz harika. Hayallerinizin devamı dileğiyle.
Görüşleriniz için çok teşekkür ederim.Siz değerli abilerin sayesinde devamı da gelecek inşallah.