Görülesi Yer Paris

Seyahat ettiğim ülkeler içinde, Paris’in çok farklı bir yeri var benim için!

Çok karışık duygular içindeydim Paris’teyken.

Afganistan’lıyım. Yani her bakımdan Doğu’nın içinden geliyorum. Tepeden tırnağa “Şark”ı temsil ediyorum.

Birçok “Batı”lı şehre gittim. Ama nedense sadece Pariste sanki muhatabımı karşımda gördüm.

Ve haykırmak istedim: Ey keyfi yerinde yan gelip yatan şehir! Senin ihtirasların yüzünden ülkem yerle bir oldu. Nesiller ber hava oldu. Var olan her şey tarumar oldu. Buna hakkım vardı. Çünkü annemi ve kardeşimi kaybetmiştim. Açlık, göç, iltica, vatansızlık, ayrımcılık, hasret ve kan… Çektirilmeyen çile kalmamıştı.

Haklısınız. Bu haykırışın yeri Washington veya Moskova olmalıydı. Fakat Paris, sanki canımı acıtan bütün mefhumların avukatı edasıyla karşıladı beni. Sömürgecilik, emperyalizm, komünizm, entrika, dış mihrak… bütün kirli kavramları hatırladım bir bir. Çünkü en öne çıkan hususiyet kibirdi. Kibir tiksindirdi beni.

***

Her insanın ömründe bir defa muhakkak görmesi gereken yerlerden biri Paris.

Sanatı, metrosu, şehir düzeni, temizliği, tarihi mekanları göz kamaştırıyor.

Champ Elyese, Louvere, Opera, Eyfel, Saint Denis, Saint Michel ve daha nice yerler… Bir hafta veya bir ay yetmez.

Sokata yatanlar, banliyolarda yaşayanlar, geceleri kaldırımlara sömürge haritaları çizen serhoş kusmukları…

Meydan konserlerinde farklı ırk ve ülkelerden kalabalıkların ortak bir şarkıyı mırıldanarak ortak değerler etrafında birleşip tek millet olduklarını müşahade etmek mümkün. AB ruhunu…

“Paris yaşanır, anlatılmaz” diyenler haklı.

——-

Serâzât.com’da; sadece Necip YILDIRIM’ın şiir ve makaleleri yer almaktadır. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz ve neşredilemez.

Ads