
Ateş taşıyan akyuvar orduları kalflardan göğüsün soluna hücuma başladı.
Kan; hayat taşıyan kırmızı hayat sıvısı sineye postallarını sert, nizamî ve dakikada 100 ü geçen tempoda vururken bastığı yerlerden lav çıkaran ateş ordusu…
Saat beş içtima var! Göz kapakları kalk!
Çoraptan postalları giy, daha uykudayken uzattığın günahtan sakallarını abdestle tıraş et, sıra sabah namazında…
Jiletten keskin sessiz ahların, belki kalbinde uykudan bitmiş günahları tıraş edecek.
Aklında ne geçmiş ne gelecek ne de şimdi… Yalnızca bunlardan sufleler alıp kaosu kurgulayan bir “Cinnet Makinası” kalp…
Ribatına ‘ Oda ‘ denir. Sarımtırak aydınlık içini karartıyor. Asker! Yanağın okşanmalı. Bu savaş kazanılmaz! pencereni aç, yardım çağır. Temiz hava ve nikotin. Yegane destek kuvvetlerinden biri.
-Nolmuş sana böyle tertip? Maziden bahar taşırdın.
Zavallı rüzgar da pek tatsız boşluğu fısıldıyor, hiç şefkati kalmamış. Artık çiçekler de midesini bulandırıyor.
Akın akın araba sesleri, belli ki diğerleri içtimaya koşuyor. Sonra saat bilmem kaç içtima başlayacak. Travesti makyajlı Fakülte binası sağ baştan say. Bobin! Diyot! Kondansatör!. Ezberlemen yeterli.
Yaşamak, var olmak hep korkunç. Şafak cinnet için sayılır. Kolları kemerli beyaz gömlek, bir gün giyilecek son esvab. Aman yanlış anlama bu deli gömleği değil, darağacı kostümün.
Hak ettiğin ilk suçluluk; boynundaki halatın ilk ilmeği.
——-
Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.