Hayat yolunda son sürat ilerliyoruz. Alacaklı gibi bir tempo çarkında dönüp duruyoruz, halbuki ardımızda kovalayan atlılar da yok… Haydi bugün de mürekkebi ruhumuzun derinliklerine batıralım ve o dinlemeye hiç fırsat bulamadığımız cılız sesine kulak verelim…
Havalar ısınmaya başladı bile. Dallarda renk renk çiçekler boy gösteriyor. Hoş havanın durumuna belli olmuyor, tam ısındık diyoruz sitte-i sevr soğukları geliveriyor. Olsun bir ince şal alıverdik mi üstümüze tamamdır. Beden üşüyorsa çaresi var, eyvah ki ruh üşüyorsa… Ah ruhum; derinden gelen, üşüttüğüm o cılız ses sana mı ait acaba? Seni bu denli üşüten nedir ki ruhum, haydi cevap ver, kulak verdim bugün o cılız sesine…
“Malayani” demişti hani büyüklerimiz. Manasız suallerin, lüzumsuz cevabını arama gayreti. Aklı, fikri, kalbi gereksiz meşgul etmek. Gün geçtikçe eriyen bir sermaye olan zaman nimetinin kıymetini layığıyla idrak edemeyip, faydasız işlere harcetmek ve bunu yaparken bazen farkına bile varamamak. Yahut farkına varıp da bir şey yapamamak. Omuzlarındaki sorumluluğu bilmek ancak idrak edememek, ömür defterinin sayfalarını gelişigüzel karalamak…
Huzursuzluğun kaynağı ikidir demişler. Birincisi; bilmemek, ikincisi; bildiğini tatbik etmemek. İşte ruh doğruyu biliyor ancak kaçmaya çalışıyorsa istediği kadar uzaklaşsın; huzursuzluğunun, içini bulutlayan karamsarlığının sebebini aradığında vicdan onu köşeye sıkıştıracak, cevabından kaçtığı sorular hakkını arayacak. Biz ömrü malayani ile harcadıkça, yorulacak akıl ve kalp, gayemizin önünü toz kaplayacak…
Diyelim ilk adımı attık, gayemizin önünü kaplayan toz bulutlarını biraz olsun dağıtmaya çalıştık ve malayanilerimizin farkına vardık. Ancak bu defa da uygun çözümü araştırmak, belki de halihazırda bulunan çözüm yollarını tatbik etmek için hep geniş zamanları bekledik, tedaviyi tatbik etmeyi hep başka baharlara erteledik. Ve bu defa da “tehir etme -erteleme-” girdaplarının içinde boğulduk. Merhum Ord. Prof. Ali Fuat Başgil’in”Gençlerle Başbaşa” isimli bir kitabı var. Babam bu kitabı bana tavsiye ederken, mutlaka oku demek yerine, “Gençliğimde bende derin izler bırakan, bugünlerime imzası olan özel bir kitap, güzel bir kılavuzdu” demişti. Evlatlar için anne babalarının gençliğine dair izleri bulup keşfetmek, ilgi çekici bir serüveni aralamak gibi olduğundan önce merak etmemi sonra okumamı sağlamıştı. Ali Fuat Başgil işte bu kitabında başarılı olma yolunun kanunları olarak uzunca bir listeden bahsetmiş. Ve listesini ilk şu üç madde ile başlatmış;
- Çalışmak için uygun gün ve saat beklemeyin. Bilin ki, her gün ve her saat çalışmanın en uygun zamanıdır.
- Çalışmak için uygun yer ve köşe aramayın. Bilin ki her yer ve her köşe çalışmanın en uygun yeridir.
- Bir günde ve bir zamanda yapman gereken bir işi ertesi güne bırakma, her günün derdi de işi de kendine yeter…
(Helekel müsevvifûn) (Sonra yaparım diyen helak oldu) hadis-i şerifi ile bizlere çizilmiş yol haritası belli. Başlamak için çözüm yolları halihazırda sunulmuş da aslında. Rehber belli, kılavuz açık, rota berrak. Bize tek düşen o rotadan şaşmadan, gemiyi salimen limana ulaştırmak….
Malayani tuzaklara fırsat vermeden, tehir etme girdaplarına düşmeden haydi ayağa kalk ruhum…
Formül apaçık; Kim hayra niyet etti de Rabbine yöneldi de dünyası çiçek açmadı…
Öyleyse bu bahar üşüttüğümüz ruhumuza bir iyilik yapalım ve onu en sevdiği “tefekkür” meşguliyetiyle bir yürüyüşe çıkartalım. Belki de içimizdeki o susmayan cılız sese cevabı bu sessiz yürüyüş verecektir, kim bilir…
Sağlıkla ve muhabbetle kalın, bahar çok yakın…
——-
Serâzât.com’da yayınlanan yazı ve şiirlerin fikrî hakları ilgili yazar ve şairlere aittir. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.
Şahane bir yazıydı keyifle okudum kelamınıza kaleminize sağlık Rümeysa kardeşim🌸💕
Tebrik ederim. Çok güzel bir yazı. Hele o üç madde herkes ve her yaş için altın değerinde… Zaman bulamıyorum diyenlere, hayatını değiştirecek imtihana iki ay sonra girecek öğrencilere, okumaya, yazmaya fırsatım yok diyenlere…..
Duygulanarak okudum, his aktarımı çok önemli efendim ellerinize sağlık:)) ..son bir yılda kendime sürekli hatırlattığım bir konudur bu, Allahü teâlâ hepimize her daim onun yolunda ve rızasında ilerlemeyi nasib eylesin.. hoşça, selamet, sağlık ve birçok güzel şeyle kalın, bahar çok yakın..